20 Mayıs 2010 Perşembe

MALİYE POSTASI DERGİSİ 15 MAYIS 2010


MALİYE POSTASI DERGİSİ 15 MAYIS 2010 SAYI:713 YIL:31
Mükellefelerin Defter ve Belgelerini Vergi İncelemesine İbraz Etmeyip, Bilahare Mahkemelere İbraz Edilmesinin Sonuçları Nedir?
Dr. Mustafa ALPASLAN
SMMM

MUĞLA SMMMO DENGE DERGİSİ YIL:19 SAYI:137 MART-NİSAN 2010 sayısında yayınlanmıştır

LİMİTED ŞİRKETLERDE PAY DEFTERİ VE HİSSE DEVİR İŞLEMLERİ


Dr. Mustafa ALPASLAN
SMMM

Eda KAYA
Denetçi



Yasal düzenleme gereği limited şirket pay devirlerinin TTK md. 519 hükümleri uyarınca bu defter tutulmalı ve tasdiki mecburi olan defterler olup, bir kez tasdik ettirilerek bitesiye kadar kullanılabilecek defterlerdir.

Limited şirketlerde paylar hakkında bir pay defteri tutulması gereklidir. Bu defterde ortakların isim ve soyadları ve pay miktarları gösterilmelidir. Ayrıca pay miktarlarından gerçekleştirilen ödemeler ile payların devir ve intikali ile ilgili konularda varsa diğer değişikliklerde bu defterde mutlak surette gösterilmelidir.

Her takvim yılı başında ticaret sicil memuruna, ortakların ad ve soyadlarını, her ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarını ve buna mahsuben ödediği kısmı gösterir ve müdürler tarafından imzalanmış bir liste verilir. Son listenin tevdi tarihinden itibaren herhangi bir değişiklik olmamışsa liste verilmez. Yalnız bir değişiklik olmadığı dilekçe ile bildirilir.

Pay defterinin ve listelerin kusurlu ve noksan tutulması veya verilen malumatın yanlış olması yüzünden husule gelecek zarardan, müdürler şahsen ve müteselsilen mesuldürler.

Limited şirketlerde payların intikali konusu devir veya miras, karı-koca mallarının idaresi şeklinde iki bölümde değerlendirilmektedir(1).

Bir payın devri limited şirket hakkında ancak şirkete yazılı bildirilmek ve pay defterine işlettirilmek koşulları ile ancak hüküm ifade etmektedir. Limited şirket pay devir konusunun pay defterine yazılabilmesi için ortaklardan en az 3/4’ünün işbu pay devrine izin vermesi ve bunların esas sermayesinin en az 3/4’üne sahip olmaları zorunludur. Öte yandan, ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye, ayın olduğu takdirde bu payın şirketin kuruluşunu takip eden üç sene içerisinde bir başka gerçek veya tüzel kişiye devri olanaksızdır. Limited şirket ana sözleşmesi payların devrini yasaklayıcı veya yukarıda belirtilen koşullardan daha da ağır koşullar getireceği hükümler içerebilir.

Limited şirket payının devri veya devir taahhüdü konularındaki sözleşmeler yazılı olarak yapılabilir ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmeyebilecektir.

Öte yandan, bir limited şirket payının miras sonucunda veya karı-koca mallarının idaresine ait hususlar gereğince elde edilebilmesi için, ortakların, iznine gerek bulunmamaktadır. Limited şirket ana sözleşmesinde aksine bir madde varsa ortaklar, limited şirket payını gerçek değer üzerinden satın alacak, üçüncü bir şahsı göstermedikçe izinden çekilemezler. İlgililer izin için şirkete başvurduğu tarihten itibaren 30 gün içerisinde üçüncü kişiler gösterilmediği takdirde izin verilmiş olarak kabul edilecektir(2).

Limited şirket pay defteri her yıl tasdike tabi defterlerden değildir. Açılış tasdikini izleyen yıllardan sonra da defter, sayfaları bitene kadar kullanılabilir. Ancak defterin sayfalarının dolmasından sonra tekrar bir ikinci defterin açılış tasdikinin yaptırılması gerekmektedir(3).

Limited şirkette pay devri, yazılı bir devir sözleşmesi ile yapılması zorunludur. Hisse devir sözleşmesindeki imzaların notere tasdik ettirilmesi de ayrı bir zorunluluktur. Devir, bu şekil şartlarına uyulmadığı sürece geçerli değildir. Devir sözleşmesinin şirkete karşı hüküm ifade etmesi için ayrıca şirkete bildirilmesi ve ortaklar kurulu tarafından devre muvafakat edilerek devrin pay defterine işlenmesi zorunludur. Noter tarafından pay devir muvakelesinin bir nüshası şirketin bağlı olduğu vergi dairesi müdürüne taahhütlü olarak yollanmaktadır. Devrin pay defterine kaydedilebilmesi için ortaklar kurulu toplantısında, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların da esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerekir. Ortaklar muvafakat edinceye kadar geçen sürede ve/veya ortaklar muvafakat vermedikleri takdirde, payı devralan kişi şirkete karşı ortak sıfatını elde edemez. Ortak sıfatı ancak pay defterine kayıtla elde edilebilir.

Limited şirketlerde payın kısmen veya tamamen bir üçüncü şahsa veya bir diğer ortağa devri, ana sözleşme değişikliğini gerektirmez. Ancak pay devrine muvafakat eden ve pay sahiplerini yeni durumu ile gösteren ortaklar kurulu kararının ticaret siciline tescili gerekmektedir. Tescil edilen bu hususun ilanı ise devir keyfiyetinin üçüncü şahıslara duyurulması bakımından önem taşımaktadır. Özellikle ortaklar yönünden vergi dairesi ile ilgili borç problemlerinde vergi yargısı ödeme emri ile ilgili davalarda pay devrinin gazete ilanı konusuna önem vermektedir. Pay devri yapan ortağın şirketin vergi borçlarından sorumluluğu ile ilgili tarihlerin belirlenmesinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ve ilanı önem taşımaktadır(4).

Ayrıca, limited şirket ortakları tarafından her takvim yılının ocak ayı içerisinde ticaret sicil memuruna, ortakların ad ve soyadlarını, her ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarını ve buna mahsuben ödediği kısmı gösterir ve müdürler tarafından imzalı bir liste verilmesi zorunludur. Son listenin verilmesinden sonra herhangi bir değişiklik olmamışsa, yeniden bir liste vermeye gerek yoktur. Bu durumda, ocak ayı içerisinde listede herhangi bir değişiklik olmadığını belirten bir dilekçenin verilmesi yeterlidir.

Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına verilen bir yazıda(5) limited şirketlerde pay devri konusunda yeni bir açılım getirilmiş bulunmaktadır. Buna göre;

“Bu itibarla, limited şirket ortaklarının paylarının devri için ticaret sicilinde tescil ve ticaret gazetesinde ilan esas olmakla birlikte, tescil ve ilanın yapılmaması halinde, devre ilişkin devir sözleşmesinin ve bu pay devrinin ortaklar kurulu kararıyla uygun bulunduğunun pay defterine kaydedilmiş olması halinde de pay devredilebilmektedir.

Diğer taraftan, TTK’nun 520. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “Payın devri veya devir vaadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez” hükmü vergi dairesine gönderilmesi üzerine sözleşmelerin şirketin tarh dosyasına konularak kamu alacaklarının takibinde göz önünde bulundurulması ve ayrıca devrin pay devrine kaydedilip kaydedilmediğinin de araştırılması gerekmektedir.”

şeklinde bir görüş verilerek limited şirketler bakımından hisse devirlerinde yeni bir bakış açısı ve açılım getirilmiştir. Böylece, limited şirketlerde pay devirlerinde “pay defterinin” de aranacağı ve bu deftere pay devri konusunun işlenip işlenmediği konuları da ayrıca araştırılacaktır.







(1) Bkz. TTK md. 519-523

(2) DOĞRUSÖZ Bumin, “Limited Şirketlerde Pay Devri”, Referans Gazetesi, 29/01/2009

(3) KUMKALE Rüknettin, “Sermaye Şirketleri Rehberi”, 3. Baskı, Alfa Yayınları, İstanbul 2000, s.106

(4) ALPASLAN Mustafa – SAKAL Mustafa, “Vergi Hukuku Uygulaması”, Cilt I, Ocak 2008, Grafmat Basım, Pay Devri Yapan Eski Şirket Ortağına, Şirket Borcu Nedeniyle İhtiyati Haciz Uygulanarak, Özel Otosuna , Özel Banka Hesaplarına Haciz Yürütülemez -1, s. 301. Ayrıntılı araştırma için bkz. http://malihhukuk.blogspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

(5) Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına yolladığı 4.1.2007 gün ve B.07.1.GİB.0.05.71/7176-150 000124 sayılı yazıları.

İZMİR SMMMO DAYANIŞMA DERGİSİ SAYI:108 NİSAN 2010

MALİYE BAKANLIĞI’NA YOLLANACAK KDV YÜKLENİM LİSTELERİ İLE İLGİLİ DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR NELERDİR?


Dr. Mustafa ALPASLAN
SMMM


Bilindiği üzere, 27.01.2010 tarih ve 53 Seri No.lu KDV Sirküleri ile KDV iadesi talep eden mükelleflere, iadeye ilişkin belirlenen listelerini elektronik ortamda İnternet Vergi Dairesinden gönderme zorunluluğu getirilmiştir. Söz konusu Sirkülerde belirtilen indirim ve yüklenim KDV listelerinin doldurulmasına ilişkin olarak aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) 219 uncu maddesinde; muamelelerin muhasebe fişlerine kaydedilmesi ve defterlere kayıtların bu fişler üzerinden yapılması halinde belgelerin muhasebe fişlerine kaydedilmesinin, defterlere kaydedilmesi hükmünde olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, muhasebe fişlerinde yer alan belgelerin esas defterlere kanunî süresinde işlenmesi gerekmektedir.

Kayıtlarını muhasebe fişleri gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde; yazar kasa ve perakende satış fişlerinin adı geçen vesikalar aracılığıyla yasal kayıtlara intikal ettirilmesi halinde; her yazar kasa ve perakende satış fişinin ayrı ayrı indirilecek KDV listesine girilmesi yerine bu belgelerin kaydedildiği muhasebe fişine ait bilgilerin girilmesi yeterlidir.

Buna göre, muhasebe fişinin indirilecek KDV listesine kaydedilmesi sırasında “Satıcının Vergi Kimlik/TC Kimlik Numarası” sütununa “3333333333” şeklinde giriş yapılması gerekmektedir. Ayrıca, bu imkândan sadece muhasebe fişine kayıtlı yazar kasa veya perakende satış fişleri için yararlanılması gerekmekte olup bu şekilde listeye girişi yapılabilecek muhasebe fişlerine kayıtlı belgelerin toplam KDV’si, indirilecek KDV listesinin toplam KDV tutarının % 5’ini aşamaz. Diğer taraftan, muhasebe fişine kayıtlı olmayan yazar kasa veya perakende satış fişleri ile muhasebe fişine kayıtlı olsa dahi her bir faturanın had sınırı gözetilmeksizin ayrı ayrı girilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, KDV Kanununun 29/1-a maddesinde, KDV mükelleflerinin faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi, bu Kanunda aksine bir hüküm olmadıkça indirebilecekleri; 34/1 maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, aynı maddenin (2) numaralı fıkrasında ise, fatura ve benzeri vesikalarda KDV’nin ayrıcam gösterilmesine gerek bulunmayan işlemlerde vergi indirimin nasıl belirleneceği konusunda Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

VUK’nun 232. maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin;
1 - Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2 - Serbest meslek erbabına;
3 - Kazançları götürü usulde tespit olunan tüccarlara;
4 - Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5 - Vergiden muaf esnafa;

sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 204 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinde, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen Kanuni haddi aşmayan diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesinin 213 sayılı VUK’nun mükerrer 257. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak uygun görüldüğü, ancak işletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerektiği açıklanmıştır.

Ayrıca, 206 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (G) bölümünde, 204 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinde gider belgesi olarak kabul edilen perakende satış veya yazar kasa fişlerinde ayrıca gösterilen katma değer vergisinin, bu belgelerin kanuni defterlere de kaydedilmesi şartıyla, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacağı belirtilmiştir.

Yapılan bu açıklamalara göre, KDV mükelleflerinin yazar kasa veya perakende satış fişlerine istinaden indirim hakkından yararlanmaları konusunda yukarıdaki usul ve esaslar çerçevesinde hareket etmeleri gerekmekte olup, yazar kasa veya perakende satış fişlerinin indirilecek ve yüklenilen KDV listelerine bu çerçevede kaydedileceği tabiidir.

Diğer taraftan, dileyen mükellefler, 2010 Ocak ve Şubat dönemlerinde gerçekleştirdikleri iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin olarak verecekleri yüklenilen KDV listelerinde “Bünyeye Giren Mal ve/veya Hizmetin KDV'si” sütununu boş bırakarak İnternet Vergi Dairesi üzerinden gönderebileceklerdir.